6.sınıf MEB Yayınları Fen Bilimleri Dersi 1. Ünite Güneş Sistemi ve Tutulmalar sorularından birisi. Soru şu şekilde:
- Asteroitler nasıl keşfedilmişlerdir? Asteroitlerin hepsi de aynı özellikte midir?
Güneş sistemi içerisinde Mars ve Jüpiter arasında belli bir yörüngede dolanma hareketi yapan kaya ve metal parçalarını keşfetmişlerdir. Bu kaya ve metal parçalarını asteroit olarak adlandırılmıştır. Asteroitlerin şekil ve büyüklükleri birbirinden farklıdır. Yoğunluk olarak Mars ve Jüpiter arasında olmasına rağmen Güneş sistemi içinde farklı konumlarda da olabiliyorlar.
Asteroit kelimesi Yunanca asteroeidēs (yıldız gibi, yıldız şekilli) anlamına gelmektedir. Yapılan gözlemler sonucu Mars ve Jüpiter’in yörüngeleri arasında yaklaşık olarak 480 milyon kilometreyi aşan bir boşluk tespit edilmiştir. 18. Yüzyılda Gezegenlerin matematiksel bir diziye göre sıralandığını öngören Titius-Bode yasasına ortaya atılmış ve asteroit araştırmaları böylece başlamıştır. Titius’un bulduğu ve Bode’un tanıttığı bu matematiksel bağıntı (Bu formül J. D. Titius tarafından 1766 yılında, J. E. Bode tarafından ise 1778 yılında belirtilmiştir), güneş sisteminin bu bölümünde bir gezegen bulunabileceği düşüncesinin doğmasına neden olmuştur. 1 Ocak 1801 yılında Giuseppe Piazzi tarafından bu formülün öngördüğü uzaklıkta yeni bir gökcismine rastlamış ve bu gökcisminin aranan gezegen olduğu ortaya çıkmıştır. Bode yasasına uygun olarak ortalama 411,2 milyon kilometre uzaklıkta Güneş çevresinde dolanan bu gezegene Ceres adı verilmiştir. Günümüzdeki çapı 952 km olan Ceres tam anlamıyla bir gezegen büyüklüğünde olmadığından bu boşlukta başka gezegenler bulunabileceğini ileri sürülmüştür. 1802-1808 yılları arasında üç gezegen daha (Pallas, Juno ve Vesta) bulunmuştur. Sonrasında bu bölgede birçok asteroit keşfedilmiş ve bu bölgeye asteroit kuşağı adı verilmiştir. Asteroit kuşağının en büyük gökcismi, ilk bulunan asteroit olan, aynı zamanda bir cüce gezegen olarak da sınıflandırılan Ceres’tir. Neptün’ün keşfiyle Titius-Bode yasası geçerliliğini yitirmiştir.
Asteroitlerin hepsi aynı özellikte değildir. Birçoğu birkaç kilometrelik bazıları ise birkaç yüz metrelik kütlelerdir. Hiçbirinin kütlesi bir atmosferi tutabilecek boyutlara ulaşamaz. En büyük birkaçı hariç küre şeklini alacak kadar kütle çekimleri de yoktur.