Atların Türk kültüründeki yeri ve önemi konulu bir araştırma yapınız.

5.sınıf Türkçe dersi için verilen 7. Tema Sağlık Spor, Anadolu’nun Cirit Oyunları  Hazırlık Çalışmaları sorularından birisi. Soru şu şekilde:

  • Atların Türk kültüründeki yeri ve önemi konulu bir araştırma yapınız. “Atların Türk kültüründeki yeri ve önemi” konulu araştırmanızın sonuçlarını arkadaşlarınızla paylaşınız.

Türkler, tarihte atları ilk evcilleştiren kavimler arasında yer almışlar ve atları günlük hayatta ve savaşlarda etkin şeklide kullanmışlardır. Türk kültüründe atlara zaman içinde değişik isimler verilmiş, zaman içinde “at”, “yund” ve “göçüt” isimleri ile anılmıştır. Göçebe yaşam tarzı ve hürriyet düşkünlüğü Türklerin karakteristik bir özelliği olduğundan atlara çok büyük önem verilmiştir. Atlara gösterilen bu önem onların Eski Türklerin dilinde ve destanlarında kendini göstermiş; atlar askeri, ekonomik, sosyal, dini hayatlarının içinde yer almıştır.

Türk Kültüründe Atın Sosyal Hayattaki Yeri:

Göçebe kültürü, Türk kültürü denilince akla ilk gelen özellik olmuştur. Atlar tarih boyunca hiç kuşkusuz göçebe kültürünün en önemli unsuru olmuşlardır. At sayesinde yapılan göçler, savaşlar ve ulaşımdaki faydaları onu değerli kılmış, bu değer atlı bir kültürün doğmasını sağlamıştır. Türkler atın etinden, sütünden, kılından, derisinden faydalanmış; onu binmede ve yük taşımada kullanmışlardır.

Kaşgarlı Mahmud, Divanı Lügati’t-Türk’de “At Türk’ün kanadıdır” demektedir. Batılı yazarlardan Sidonius’a göre, “at, başka bir kavmi sadece sırtında taşır, fakat Hun kavmi at sırtında ikamet eder”. Avrupalılar Hunları “ata yapışık kavimler” diye adlandırmışlardır. Bizans kaynakları da, “Türkler sanki at üstünde doğmuşlardır, yerde yürümesini bilmezler” demektedir. Buradan yola çıkarak söyleyebiliriz ki Eski Türkler için at günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.

At, barış zamanı savaşçı özelliklerini kaybetmek istemeyen Türklerin spor müsabakaları düzenleyerek yeteneklerini geliştirmesine de katkı sağlamıştır. At binmede hünerlerini sergilemek isteyenler, gelenek haline getirilen bayram ve törenlerde çeşitli oyunlar düzenlemişlerdir. Bu, Türklerde at binmede ustalaşmanın halk arasında bir övünç kaynağı olduğunu ve atın bir eğlence aracı olarak da kullanıldığını gösterir. Bu oyunların kültürümüze etkileri o kadar derindir ki “cirit oyunu” gibi eski Türklerden kalma atlı oyunlar ata sporlarımız olarak varlıklarını sürdürürler.

Yiyecek-içecek, giyim, günlük hayata ve savaşlarda faydalanılan atlar; Türk diline, atasözlerinde yer almış, deyimlerde kullanılmıştır. Zengin bir sözlü edebiyat kültürüne sahip olan Türklerin atlar hakkında kullanıldıkları bazı atasözleri ve deyimler şunlardır:

At ile ilgili atasözleri: “At, binene; kürk, giyene yakışır”, “At ölür, meydan kalır; yiğit ölür şan kalır”, “Atına bakan ardına bakmaz”, “At yiğidin yoldaşı.”, “At erin kanadı.”, “At bulunur, meydan bulunmaz, meydan bulunur, at bulunmaz.”, ”Ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli.”

At ile ilgili deyimler: ”it izi at izine karışmak”, ”at koşturmak”, ”at oynatmak”, ’at yerine eşek bağlamak”, ”at üstünde kazma kazmak”, ”ata et ite ot yedirmek”, ”at var meydan yok”, ”ata binmeden ayaklarını sallamak” gibi.

Türk Destanlarında Atın yeri:

Destanlar ve efsaneler toplumların sahip olduğu kültürünü yansıtır, toplumu derinden etkileyen unsurları barındırır. Türk toplumlarına ait destanlarda at ve sahibi arasındaki duygusal bağ da önemli bir yer tutar. Oğuz Kağan Destanı’nda atı olmayınca Oğuz Kağan kendini adeta yalnız, savunmasız ve arkadaşsız gibi hisseder. Atı buzlarla kaplı dağa kaçtığı zaman çok büyük üzüntü duyar. Oğuz Kağan atını bulup getiren korkusuz kişiye çokça mücevher bağışlar ve o kişiye Karluk adını verir. Bu isim ise altından bile daha değerlidir.

Destanlarda görülen at, aynı zamanda oldukça zeki ve bilge olarak tasvir edilmiştir. Kahraman çok kez atı tarafından kurtarılmıştır. Türk destanlarında atın kişilik kazandığı görülür, at insan gibi zeki ve anlayışlıdır. Türklerle ilgili yazılan destanlarda at, sahibinin en yakın arkadaşı, değerli varlığı ve zafer yoldaşıdır.

Türk Kültüründe Atın Askeri Alandaki Yeri:

Türkler, atların sağladığı hareketlilik, manevra gücü ve uzaktan yok edebilme imkânını savaşlarda etkin bir şeklide kullanmışlar ve bu sayede tarih boyunca önemli zaferler kazanmışlardır. Atlar sayesinde uzun mesafeler kat edebilen birlikler fazla zorluk çekmeden istenilen yere zamanında varabilmiş ve hızlı vurucu bir güç olarak atlı birlikler kullanılmıştır. Atın getirdiği bu hareketlilik uzun süre piyade birliklerini ikinci plana itmişine sebep olmuştur. İlk Türk topluluğu kabul edilen İskitler(Sakalar) aynı zamanda atı ilk kez evcilleştiren ve askeri alanda kullanan topluluk olmuştur.

Türk Kültüründe Atın Dini Alandaki Yeri:

Eski Türk geleneklerinde yiğitler öldükten sonra atı ile gömülmüştür. Bunlar, ölünün cennet giderken bineceği hayvanlarıdır. Eski Türklerde görülen bir cenaze töreni şu şekilde gerçekleşirdi: Katafalk yerini tutan çadırın çevresinde ölünün adına at ve koyun kurban edilirdi. Ölen alpin atı çadır çevresinde birkaç defa koşturduktan sonra o at da kurban edilip diğer eşyalar ile birlikte gömülürdü.

Türk Kültüründe Atın Sanata Etkileri:

Eski Türklerde göçebe hayatın etkisiyle sanat eserleri taşınabilir niteliktedir. Bu eserler estetik değerinin yanında kullanılabilirliğe sahiptirler. Yaşam tarzı gereği hayvancılıkla uğraşan Türkler bu kültürü sanatlarına da yansıtmışlardır. Türkler ata olan sevgilerini kaya resimlerinde, halı sanatında, ahşap eserlerde ve madeni eşyalarda vurgulamışlardır. Kazakistan’ın Alma Ata şehri yakınlarında bulunan Pazırık Kurganındaki buluntularda, kurganın çeşitli yerlerinde dokuz at cesedi bulunmuştur. Başları batıya döndürülmüş bu atlar, diğer mezarlarda oldukları gibi yine koşum takımlarıyla beraber gömülmüşlerdir. Her hangi bir metal kısmı bulunmayan ahşap dört tekerlekli zarif bir araba da atlarla birlikte bulunmuştur. Araba tahta çubuklardan yapılmış ve üzeri keçe ile kaplıdır. Mezarda büyük bir keçe yaygı ile bir de çadırın tepe kısmı ele geçirilmiştir. Sözü edilen keçe yaygıda tekrarlanan bir atlı figürü, elinde bir ağaç bulunan önemli bir figür önünde durmaktadır.

Dünyanın en eski Türk halısının en geniş bölümünde ise acele eden atlılar birbirini takip eder şekilde resmedilmiştir. Burada bir süvarinin atların yanında yürüdükleri bazılarının da atların üzerinde diğer atlı süvarileri takip ettikleri görülmektedir. Atların kuyrukları ise düğümlüdür.

“Atların Türk kültüründeki yeri ve önemi konulu bir araştırma yapınız.” için 13 yanıt

    1. Ohhhhh ne çok ödev verilyor ya çok sıkıldım illa o kadar şey yazacağız ne güzel hocalar oturuyor biz ödev yapıyoruz bu ne iş yaaaa ??şakaaaaa!!?ben ödevleri çooook severim google amcaya teşekkür ederim

  1. gooooooooooooooooooooooooooooooogle amcaya teşşşşşşşşşşşşşşşekkkkkkkkküüüüüüüüüürrrrr ederim

SİZENE BE için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.