Kur’an-ı Kerim’in kitap hâline getirilmesi ve çoğaltılmasıyla ilgili bilgi toplayınız.

Kur’an-ı Kerim’in Kitap Haline Getirilmesi

Peygamberimiz Hz Muhammed (sav) in vefatından sonra Kuran-ı Kerim henüz kitap haline getirilmemişti. Bunun sebebi Peygamberimizin vefat zamanına kadar vahyin gelmiş olmasıydı. Bir de kendisinin bu vahiy akışının ne zaman biteceğini bilmiyor olmasıydı. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’in kitap haline getirilmesi kendisinin vefat etmesinden sonra yapılmıştır. Hz Peygamberimizin vefatı sonrasındaki döneme “halifeler dönemi” denilmektedir. Kutsal kitabımızın toplanması ve çoğalması da bu dönemde olmuştur. Halifeler dönemi Hz Ebu Bekir, Hz Ömer, Hz Osman ve Hz Ali olmak üzere yaşanmıştır.

 

Efendimizin vefatından sonra Yemame Savaşı olmuştur. Gözden kaçırılmaması gereken bir de şöyle bir ayrıntı vardır ki o da; o devirde sahabeler arasında çok fazla sayıda Kuran-ı Kerim’i ezberlemiş hafızlar bulunmaktaydı. Bu arada Kuranı Kerim’i bütünüyle ezberlemiş kişilere “hafız” denilmektedir. Hemen hemen bütün sahabeler hafızdı. Böylelikle kutsal kitabımız ve içerikleri ve ayetleri rahatlıkla bozulmadan korunmaktaydı. Fakat maalesef Yemame Savaşı’ında çok sayıda sahabe vefat etmiştir. Bu durum Hz Ebu Bekir’i endişelendirmiş ve hafızların vefatıyla çözüm yolu olarak Kuran’ın kitaplaştırılmasını istemiştir. Aslında kitaplaştırma değil mushafların toplatılması ifadesi daha doğru olacaktır. Ayetlerin üzerinde yazılı olduğu yazı levhalarına “mushaf” denilmekteydi. Hafız sahabelerin Yemame Savaşı’nda  şehitlik mertebesine ulaşması sonrasında Hz Ebu Bekir’in halifeliği döneminde Hz Ömer’in de görüşünün alınması üzerine Kuran-ı Kerimin toplatılması işi Zeyd bin Sabit’e verilmiş ve gerekli mushafların toplama işlemi yerine getirilmiştir.

Kur’an-ı Kerim’in Çoğaltılması

İslamiyet Peygamberimizin vefatından sonra hızla yayılmaya başladı. Sadece Mekke ve Medine ile sınırlı kalınmayıp farklı ülkelere kah gidildi kah farklı ülkeler fethedildi. Tabii bu ülkelerin ve şehirlerin lehçe ve ağız farkları da söz konusuydu. Hal böyle olunca Hz Osman’ın halifeliği zamanında Kur’an-ı Kerim’in çoğaltılması meselesi bir ihtiyaç haline geldi. Ve Hz Ebu Bekir zamanında toplanmış bu Kuran-ı Kerim mushafı bir bir çoğaltılarak fethedilen bölgelere de gönderildi. Son derece İslamiyet adına isabetli olarak yapılmış bu işlem ile aynı zamanda farklı bölgelerde konuşulan dil farklılıklarının Kuran’ın lafzına zarar vermesi ya da lafzını değiştirebilmesinin önüne de geçilmiş oldu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.