Peygamberimizin tarifi üzere “Dua mü’minin silahıdır.” Silahsız asker nasıl savunmasız kalırsa, duasız insanlar da şeytana karşı öyle savunmasız kalır. Bu yazımızda “Niçin dua ederiz?” sorusunu maddeler halinde cevaplayalım:
● İnsanoğlu çoğu zaman varlık sebebini ve ne kadar aciz olduğunu unutur, şımarır ve de kibirlenir. Bu sebeple Rabbimiz kullarını bildiğinden; bazen imtihanlarla, dünyaya ona kulluk için geldiğimizi ve aslında ne kadar aciz olduğumuzu hatırlatır. Hatırladığımızda da başımızdaki musibetin gitmesi için Rabbimize dua ederiz.
● Bazen bir şeyi çok ister ama ona sahip olma imkânımız olmadığını düşünürüz. Böyle durumlarda da Rabbimize dua ederek o şeyi ondan isteriz. Ancak bazı duaların karşılığı dünyada değil ahirette verilir. Bu, ahirete inananlar için bir kayıp değil; hakikî geleceğe bir yatırımdır.
● Bazen de aklımıza türlü vesveseler gelir ve korkarız. Savaş, kavga, afet gibi durumlarda ise daha büyük korkular yaşarız. Bu durumda da yapmamız gereken, Allah’a dua ederek o korkuyu ve tehlikeyi bizden almasını istemektir.
● Bazı kişiler de vardır ki, ahlâklarının bozulmasından; hidayetteyken sapıtmaktan korkarak sürekli güzel dualarda bulunurlar. Bu kimselerin duaları ise en güzel olanıdır.
Sonuç olarak beden için gıda ne kadar ihtiyaçsa; ruh için de dua o kadar ihtiyaçtır. Her mü’minin günahkar da olsa, sığınması gereken bir limandır. Zaten bela, sıkıntı, hastalık gelmişse kişiyi Rabbine yöneltmek için gelmiştir. O yüzden dua için kendini layık görmemek diye bir düşünce yanlıştır. Her daim Allah’a yalvarmayı bırakmamalıdır.