Kaç Bardaktır?

En çok merak edilen sorulardan birisidir 1 litre, 2 litre, 3 litre, 4 litre ve 5 litre su yaklaşık kaç bardaktır? Yemek yaparken yada ölçülü birşeyler yaparken genelde bardak hesabı yapılır. Kısaca hepsine bakalım.

1 litre kaç bardaktır? 

  • 1 litre 5 su bardağıdır.

2 litre kaç bardaktır?

  • 2 litre 10 su bardağıdır.

3 litre kaç bardaktır?

  • 3 litre 15 su bardağıdır.

4 litre kaç bardaktır?

  • 4 litre 20 su bardağıdır.

5 litre kaç bardaktır? 

  • 5 litre 25 su bardağıdır.

Bunlar ortalama değerlerdir. Değişik ölçülerdeki bardaklara göre rakamlar değişebilir.

Noodbevel Ne Demek?

Bugün yaşana olaylarda Hollanda da ilan edilen “noodbevel” ne demek? İnternette en çok aranan kelimenin ne manaya geldiğini kısaca açıklayalım.

Noodbevel Nedir?

Noodbevel Hollanda yasalarına göre belediye başkanlarının ve valilerin, şehirlerinde “İsyan, huzursuzluk, felaket gibi durumlar yaşanması veya bu tarz durumların yaşanması yönünde ciddi bir endişe olması” halinde ilan edebildikleri olağanüstü duruma verilen isim. Noodbevel’in ihlal edilmesi Hollanda yasalarına göre suç tanımına giriyor.

Kaya’nın Rotterdam’a gelmesi hakkında Hollanda Başbakanı Rutte de bir açıklama yaparak, “Türk bakanların Hollanda’ya gelmesi yasak değildir. Biz sadece onların Türk bir gruba konuşma yapmasını istemiyoruz. Bu kadın burada bir konuşma yapmaya niyetleniyor gibi gözüküyor. Bizim görüşümüze göre bu akşam bunu yapamaz. Konuyu yakından takip ediyoruz ve bir çözüme kavuşturacağız. Nasıl olacağını şu anda söyleyemem” ifadelerini kullandı.

ilginç bilgiler

ilginç bilgiler

Vücudumuzdaki tüm damarları uç uca ekleseniz 19 bin 200 kilometre eder.

Elma, soğan ve patatesin tadı aynıdır. Fark sadece tamamen kokularından kaynaklanır. Aslında hepsi tatlıdır.

-Bir bardak sıcak su, buzdolabında soğuk sudan daha çabuk donar

-İnsanın kalça kemiği betondan daha sağlamdır.

Bal bozulmayan tek gıdadır.

-Denizyıldızlarının beyni yoktur.

Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.

İnsan uzun süre bir böbrek ve bir akciğerle, midesiz, dalaksız
yaşayabilir, ama karaciğersiz bir dakika bile yaşayamaz.

Soğuk Havalarda Burun Akıntısı Sebebi

Soğuk havalarda mendile sarılanların isyan ettiği burun akma sorunu ne yazık ki önüne geçilemeyen bir durum. Önlemini alamasak da burun akmasının neden gerçekleştiğini açıklayabiliriz.

 

Soğuk Havalarda Burnumuz Neden Akar? 
 
Burun yapısı diğer organlara göre daha karmaşık bir yapıya sahip olduğu için anlaşılması zor bir organdır. Koku almamıza yardımcı olan burun havayı süzen kötü havayı def eden bir filtre görevi de görür. Burnumuz sağlıklı olduğumuz her gün  0,94 lt mukus salgılamaktadır. Ancak bu kadar fazla mukus salgılasa da burnumuz akmaz. Hatta akmayan bu mukus gırtlaktan geçer ve istemeden yutarız. Peki neden soğuk havalarda burun akar? Neden günde bir çok kez salgılanan mukus soğuk havalarda dışarıya çıkmak ister? İşte merak edilenlerin basit cevabı…
 
Mukus salgılayan bezlerin alt kısmında yer alan kılcal damarlar damarları destekleyerek genişlemeye başlar. Genişleyen damarlarda fazla miktarda kan akışı sağlanır işte bu sırada bir çok sıvı ve mukus üretilir. Üretilen bu mukus bizleri soğuk algınlığından korur. Daha doğrusu burundaki kanın fazla akmasına yardımcı olur. Bünyeyi dengelemek adına burun bu şekilde bir düzene gider. Soğuk havalarda kendi kendine burnun aktığını gözlemleyebilirsiniz. İşte bu esnada burun sıcaklığı dengelemek için uğraşıyor.
 
Genelde kişiler burun akmasını hastalığa yormaktadır. Bu itam yüzde elli doğru olsa da yüzde elli yanlıştır. sıcaklığı dengelemek için burun akar aksi halde beyin için iyi olmaz. Burun akmasını hastalığa yoranlar için şunu söyleyelim ki burun filtre etme aşamasında iyi çalışamazsa filtreden virüs kaçar ve bu da hastalanmamıza yani soğuk almamıza neden olur. Oldukça basit bir durum olsa da insanlar araştırmadan konuşmayı tercih edip dilediği gibi değerlendiriyor burun akmasını.
 
Kısacası burun akması soğuk algınlığından korumak için gerçekleşir, isyan edenler bunu düşünerek konuşmalı…

Kahve Demleme Yöntemleri

Kahve, günlük olarak herkesin sıklıkla tükettiği bir içecek. Zinde tutması, uykunun gelmesini engellemesi ve özellikle sade kahvelerin metabolizmayı hızlandırıcı etkisi sayesinde insanlar artık çay yerine kahve içmeyi tercih ediyor. Bizim için her zaman Türk kahvesi bilinse de, birçok kahve türü ve bu kahvelerin demlenme şekilleri mevcut. Özellikle kahve konusunda uzman olan kişiler, kahvelerin demlenme türlerini öğrenerek kendi damak zevklerini keşfediyorlar. İşte her zaman duyduğumuz ancak detaylarını bilmediğimiz kahve demleme yöntemleri;

ESPRESSO MAKİNESİ KULLANIMI

En maliyetli kahve demleme yöntemlerinden birisidir. Buna rağmen en çok tercih edilen yöntemlerden birisi olduğunu da söylemek gerekiyor. Kahvenin 30 ml’lik özünü alabilmek için 9 bar basınç gerektirir. Bu yöntem sonucu elde edilen kahve direkt Espresso olarak tüketilebilir. Espressonun içerisine su ya da süt ekleyerek de Americano ve Latte gibi kahve türleri elde edilir.

SİFON YÖNTEMİ İLE KAHVE DEMLEME

Isı veren bir bölmenin üstünde, aralarında filtre koyularak iki tane bölme eklenir. Filtrenin üzerindeki bölüme kahve, alt kısmındaki bölüme de su eklenir. Isı veren bölme açıldığında, ısınan su buhar olarak yükselir. Metal bir zincir desteği ile filtrenin üzerinde yer alan bölmeye gelir ve kahve demlenmiş olur. Yaklaşık 3 dakika demlemeden sonra ısı veren bölme kapatılır ve kahve soğumadan dolayı alt bölüme, kahve posası da üst bölüme bırakılıp içmeye hazır hale gelir.

FİLTRE KAHVE MAKİNESİ KULLANIMI

En ekonomik demleme yöntemlerinden birisidir. Suyun damlayarak filtre içerisinden geçmesi ve kahve içerisinden süzülerek akması ile elde edilir. Evlerde de sıklıkla kullanılır. Oldukça sağlıklıdır.

FRENCH PRESS YÖNTEMİ

İlk olarak 2 yemek kaşığı kahve eklenir ve üstünde sıcak su gezdirilir, ardınan 3 dakika demleme süresi verildikten sonra ise alt bölümünde süzgeç olan piston desteği ile demlenen kahvenin üzerinde, posasının da altında kalarak ayrılması gerçekleştirilir.

AEROPRESS YÖNTEMİ

Kahve aromasını hissettirmek ve daha yoğun bir tat katmak için uygulanan yöntemdir. Silindir şeklindeki iki bölme ile yapılır. Bu bölmelerden birisine su ya da kahve eklenmez, french presste olduğu gibi piston işlevini yerine getirir. Üstte yer alan silindir bölmeye biraz kahve eklendikten sonra su da koyulur. Kahve ve su eklenince de, bu bölmenin üzerine bir filtre eklenir. Demlenen kahve için bir kap bulundurulması gerekir ve AeroPress eklenen filtre altta kalacak biçimde ters çevrilir. Kap da üzerine eklenir. Böylelikle girişinde filtre olan su ve kahvenin koyulduğu bölme altta, piston olan bölme ise üstte kalır. Yavaşça pistona bastırılarak demlenen kahvenin filtreden geçmesi sağlanır ve kaba aktarılır.

DRİP YÖNTEMİ

Yöntem bakımından filtre kahve makinesi ile benzer çalışır. Homojen bir demleme yöntemidir. Kahvenin kıvamını çok daha net gösteren bir türdür. Genellikle altında bir cam bölme, üstünde ise fincan biçiminde bir bölme vardır. Bu alana filtre kağıdı eklenir. Kağıda biraz kahve koyulur ve sıcak su ile dairesel hareketler yapılarak kahveye ekleme sağlanır. Kahvenin içinden geçen su alt bölmeye akar. 45 saniye bekletilerek su kahveye yeniden eklenir ve kahvedeki gaz açığa çıkar. Bir 45 saniye daha beklenerek kahve hazır hale getirilir.

Mersin’de Nerelere Gidilir, Ne Yenir?

Mersin’de Nerelere Gidilir, Ne yenir

Bu makalede Mersin’de gidilip görülmesi gereken yerler ve şehre özgü yemekler ele alınmıştır. Mersin’e gittiğimde nereleri gezmeliyim? Hangi yiyeceği meşhurdur? Gibi sorulara yanıt verilmesi amaçlanmıştır.

Nerelere gidilir?

Öncelikle Mersin’e nasıl gidileceğine değinelim. Mersin’e kara yolu, tren yolu, hava yolu ve deniz yolundan ulaşım mümkündür. Adana Şakirpaşa havaalanına sadece 1 saat mesafede bulunur. Ayrıca Tarsus’ta uluslar arası havaalanı inşaatı devam etmektedir ve kısa sürede açılması hedeflenmektedir. Böylece yurtdışından Mersin’e olan ulaşım daha da kolaylaşacaktır. Kentin otoyol bağlantılı yolları ve büyük bir limanı da bulunmaktadır.

Kentte Forum, Palm City, Marina gibi alışveriş merkezlerine gidip vakit geçirebilirsiniz. Sahil bandında Türkiye’nin en uzun parklarından Kültürpark’ta yürüyüş yapıp bu park üzerinde bulunan Deniz müzesi, 3 büyüklerin meydanları ve Mersin idman yurdu meydanını ziyaret edebilirsiniz. Son zamanlarda bu park üzerine bir ışık tüneli ve âşıklar meydanı da yapılmıştır. Yazın denize girmek isterseniz Mezitli’de Pompeipolis ve Soli plajları merkeze en yakın plajlardır. Piknik yapıp doğada yürüyüş yapmak isterseniz Ayvagediği ve Gözne gibi yaylalara çıkabilirsiniz. Merkezden yarım saatte gidiliyor. Belediye otobüsü ile ulaşım da mümkün. Bu yaylalar yazın oldukça kalabalık oluyor. Çünkü oldukça serin.  Kentin çarşısında bulunan, Uray caddesi, Cumhuriyet meydanı ve kültür merkezi, Silifke caddesi, Kuvay-ı Milliye caddesi ve Atatürk caddesi gibi kentle özdeşleşmiş yerlere de mutlaka gitmelisiniz. Kentin merkezinde 90’lı yılların başında yapılan 52 katlı gökdelen de oldukça ilgi çekicidir. Pozcu’da Kushimoto Sokağı da mutlaka görmeniz gereken bir yerdir. Kushimoto Mersin’in Japonya’daki kardeş şehridir.  Tömük, Ayaş, Kızkalesi, Susanoğlu gibi sayfiye yerleri yazın ziyaretçi akınına uğrar. Denize girmek için ideal beldelerdir. Bilhassa Adana ve Gaziantep’ten birçok kişi buralara gelmektedir. Birçok kişinin yazlığı bulunmaktadır.

Ne yenir? Ne içilir?

Mersin’e vardığınızda kentin merkezinde hemen hemen her köşe başında bulabileceğiniz tantuniyi mutlaka denemelisiniz. Et, biftek ve tavuk seçenekleri ile birlikte son yıllarda yoğurtlu tantuni de revaçtadır. Yanında ayran veya şalgam içebilirsiniz. Ayrıca ciğercileri ile de meşhur olan Mersin’de sipariş ettiğiniz ciğerin yanına gelen envai çeşit salata karşısında öncelikle gözünüz doyar. Bu salatalar da fiyata dâhil olup ekstra ücret alınmamaktadır. Adana’ya yakın bir şehir olması bu güzel şehirde kebabın da lezzetli yapılmasına neden olmaktadır. Sokakları kebap kokan şehirlerden birisi de Mersin’dir. Kente özgü sıkma ayran, havuçtan yapılan cezerye tatlısı, muhteviyatında çöven otu bulunan kerebiç tatlısı, adı atom olan meyveli içecek mutlaka denemeniz gereken lezzetler arasındadır. Balık ekmek yemek isterseniz yat baseninde bulunan balık ekmek teknelerine gidebilirsiniz. Buralarda kabuklu deniz ürünleri de bulabilirsiniz. Sahil bandındaki caddelerde lüks balık restoranlarına da gidebilirsiniz. Kışın sucuk ekmek yemek isterseniz Mersin’in yaylaları sizleri bekliyor. Gözne, Ayvagediği, Kepirli gibi yerlere kışın karlı günlerde gidip sucuk ekmek yemek ayrı bir keyif verir. Pozcu’da Kushimoto sokağında bulunan kafeteryalara gidip arkadaşlarınızla vakit geçirebilirsiniz. Bu sokakta bir tane de pilavcı bulunur.

Mersin yemek kültürü olarak gayet güzel bir şehirdir. Bahar aylarında gelmek mevsimsel olarak isabetli bir tercih olur. Kışın genel olarak ılıktır. Yaz, oldukça sıcak geçer.

Teknolojinin Zararları Nelerdir?

Teknoloji, zamanla insan ihtiyaçlarının artması sonucu, insanların bu ihtiyaçları karşılamak istemesi ile oluşan bilimsel çalışmaların sonundaki yeniliktir. Bu, genelde kullandığımız elektronik ve makine tarzı araç ve gereçlerde daha çok kullanılmaktadır. Teknolojinin faydaları olduğu gibi, teknolojinin zararları da mevcuttur. Bu yazımızın konusu teknolojinin zararları nelerdir? şeklinde olacaktır.

 

Teknolojinin faydaları insan hayatını daha da kolaylaştırabilecek derecede olumlu etki yaratmaktadır. Bu anlamda teknoloji faydalı gibi görünse de aslında zararları da azımsanmayacak kadar fazladır. Teknolojinin zararları nedeniyle bilmediğimiz, duymadığımız ve önemsemediğimiz ölümler dahi gerçekleşmektedir. Teknolojinin zararları;

  • İnsan çalışmak için vardır. Emek vererek, ter dökerek hayatını idame ettirme çabasındadır her zaman. Ama bunu teknoloji kullanarak yaptığında kısa sürede çok iş yapmış gibi olsa da bedenen ve güç olarak bir oluşum ortaya koyamamaktadır. Çalışamayan vücut haliyle pas tutmaktadır. Hastalıkların yegane ve belirgin özellikleri arasına bunu da koyabiliriz. Örnek ise, artık bir mektubu bile çarşıya, merkeze gibi ilçe yada il’deki PTT şubesine gitmeden mail yada telefon yolu ile gönderebilmekteyiz.
  • Tarımda makineleşme gün geçtikçe çoğalmaktadır. Bununla birlikte üretilen ürünlere zarar veren böcek, sinek gibi hayvanatlar tarım üretimini olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuz etkiyi önlemek adına, uzman eller tarafından ilaç adında üretilen zehir katkılı ilaçlar, traktör, tarım araçları vasıtasıyla ekili, örülü, mahsul vermiş tarlaya saçılmaktadır. Bununla birlikte zarar veren hayvanat önlenmiş olmaktadır. Aynı zamanda da üretilen mahsulden, daha iyi verim almak çabası ile yine aynı yöntemle mahsulün üzerine serpilen ilaçlar, aslında insan sağlığı için oldukça zararlıdır. Bu, teknolojinin zararları adına gözden kaçmayacak kadar ön plandadır.
  • Benzin, bir yerden bir yere gitmek için araçlarımızda kullandığımız akaryakıt seçeneklerinden sadece biridir. Bunu kullandığımızda kendi işimizi gördüğümüz gibi aslında başka canlıları da yaşamdan etmekteyiz. Ozon tabakası diye bildiğimiz, dünyamızı güneş ışınlarından koruyan katman, benzin gibi yanarak havaya karışan uçucu maddeler nedeniyle olumsuz etkilemektedir. Teknolojin zararları yine bu noktada devreye girerek, ozon tabakasının bu maddeler sayesinde zarar görmesine neden olmaktadır.
  • Bazı cihazlar etrafına manyetik bir sinyal yaymaktadır. Bu yayılan sinyal insanlar için tehlike oluşturmaktadır. Örnek olarak kullandığımız cep telefonunu, eskilerin kullandığı tüplü televizyon yada bilgisayar ekranının yanına yanaştırıp, çalmasını sağlarsak, ilgili televizyon yada bilgisayar ekranının nasıl etkilendiğini çok rahat görebiliriz.

 

Hayat kolay olduğu kadar da zor bir anlam yüklemiştir kendisine… bu anlamı teknolojiyi güzel kullanarak daha iyi bir hale de getirmektedir. Aslında her şeyin fazlasının zarar olduğu bilgisinden yola çıkarak, teknolojinin zararlarının da bu anlamda devreye girdiği ve özellikle insan sağlığını fazlasıyla etkilediği gerçeği asla görmezden gelinmemelidir.

 

Sonuç olarak, teknolojinin zararları, teknolojinin artması ile günden güne fazlalaşmaktadır. Bunun en aza indirilebilmesi için birey olarak hepimize ayrı ayrı görev düşmektedir.

 

AVİOFOBİ Nedir?

Teknolojinin gelişmesiyle hayatımızı kolaylaştıran birçok makineler hayatımıza girmiştir. Bu makineler  evde, iş yerinde seyahat amaçlı ve iletişim araçları gibi bir çok alanda bize kolaylık sağlayan araç ve gereçlerdir. Seyahat amaçlı olarak kullandığımız araçlardan biri de uçaktır. Özellikle iş dolayısıyla uzak yerlere seyahat etmek zorunda kalan biri mecburen bu aracı kullanır. Fakat uçağa binmekten korkan biri için bu seyahat hiç de kolay olmayacaktır. Aviofobi yani uçuş korkusu olarak adlandırılan bu korku uçak korkusu olan insanlar için söylenmiş bir tabirdir.

Esasen uçuş korkusunun altında yatan sebepleri incelediğimizde kaygı bozukluğu ve psikolojik nedenler vardır. Bu insanlar obsesif (takıntılı) haller sergilemekle birlikte korkularını ve takıntılarını uçma eylemine yönlendirirler. Bunun sebebini kişinin çocukluğu incelenerek bulunabilir. Genellikle anneden veya babadan çocuğa geçmiş korkulardır.  Bu korkunun oluşmasında ardında yatan başka sebep ise annenin veya babanın çocuğu aşırı baskı altına alması, çocuğunu mükemmeliyetçi yetiştirme arzusu yatar. Yani korkularımız bastırılmış duygularımızın birer yansımasıdır, dışa vurumudur.

Bu korkunun altında yatan yine psikolojik nedene bağlı olarak kapalı yerde kalma korkusu, panik atak geçirme korkusu, uçağın düşme ihtimali, uçağın kaçırılacağını düşünme, uçağın türbülansa girmesi  gibi nedenler olabilir. Bunlar bizi esir alarak hayatımızı zorlaştırır. Nasıl ki, arabayla yolda giderken yolun gidişatına uyarak araba sarsıntı yaşayabilir, iniş çıkışlara uyarsın, uçakta da hava boşluğu (türbülans) olabilir ve uçak sarsıntı yaşayabilir. Bu normaldir. Kendimizi telkinle bunun üstesinden gelebiliriz. Eğer bunu beceremiyorsak profesyonel yardım alarak bundan kurtulabiliriz.

Uçağın kaçırılacağını düşünme, uçağın yakıt kaçırması, düşmesi havada infilak etme düşüncesi yine gerçek olmayan ve beynimizin bize yapmış olduğu oyun olup bunların gerçekleşme ihtimali binde bir bile değildir. Çünkü uçaklar öyle kolay düşen, güvensiz araçlar değildir. Bunlar izlediğimiz filmlerde olabilen olaylardır. Bu tarz filmler izleyerek kendimizi daha da bu korkuya teslim etmemek gerekir.  Bu korkularımız uçuş hakkında bilgi edinerek ya da eğitim alarak en aza indirger ve hayatımızı kısıtlamamış oluruz.

Düşünün ki bu korku yüzünden saatlerce kara yoluyla gidenler var. Hem yorgunluk hem zaman kaybı yaşayarak hayatımızı zorlaştırmaya gerek yok. Beynimize bu korkuyu yeneceğimizi telkin edersek bu gerçekleşir zamanla. Yukarıda da değindiğim gibi profesyonel yardım alarak beynimizi bu korkudan temizler ve hayatımıza güzel bir şekilde devam ederiz.

Sonuç olarak tekrar hatırlatmak gerekir ise uçaklar öyle kolay kolay düşecek ya da havada infilak edecek kadar sağlam yapılmamış araçlar değildir. Bunu bilerek ve uçuş hakkında bilgilenerek bu korkularımızı en aza indirebiliriz. Çünkü hangi korkuyu yaşarsak yaşayalım bu,  hayatımızdan birçok tavizler verdirir bize. Bu korkular bizi kısıtlar, kalıplaştırır ve yaşamımızı çekilmez hale getirir. Bu korkular doğuştan olmayıp öğrenildiği gibi yine öğrenilerek bunlardan kurtulmamız bizim elimizdedir. Korkusuz bir hayat dileğimle…

Sevgiliye Yılbaşı Hediyeleri Ne Olabilir?

Yeni yılın yaklaştığı şu günlerde siz de kendinize “sevgilime yılbaşı hediyesi ne alabilirim?” sorusunu soruyorsanız bu yazımız sizin için!

 
Bayan Sevgili İçin Öneriler
1. Sevimli kalp kutular içinde iyi yeni yıla dair dilek yazılı küçük notlar ya da bu kutu içinde güzel bir takı, kolye romantik bir hediye olacaktır.
2. Sevgilinizin fotoğrafının baskısının bulunduğu bir albüm, bir yastık ya da ikinizin de bulunduğu bir resmi bir saate baskılatarak ona bir jest yapmış olursunuz.
3. Şayet oyuncaklardan hoşlanıyorsa sevimli ayıcıklar tam ona göre! Ebatı hakkında karar verin ve bu fikir üzerinde yoğunlaşın.
4. Peluş yastıklar oldukça şirin görünümlüdür. Canlı renkli olanlarıyla onu yılbaşı gecesinde mutlu edebilirsiniz.
5. Hanımefendinin aksesuarla arası iyiyse en iyi tercihiniz bu olmalı. Küpe, kol saati, bileklik, bir choker kolye gibi ürünlerin farklı maden versiyonlarını düşünebilirsiniz.
6. Sevgilinizin bir ihtiyacı var ve bunu almanın hesaplarını yapıyor. Bunu yılbaşı hediyesi olarak ona takdim ederseniz gönlünü fethedeceksiniz.
7. Malum kış zamanı. Kırmızı aşkım baskılı atkı, bere ve eldiven takımı çok güzel olacaktır. Kırmızı tercihi olmayacaksa illa ki dememeli farklı renklerde de yoğunlaşmalısınız.
8. Seni sevmenin 32 sebebi çikolata kavanozu düşünebilirsiniz.
9. Puzzle da iyi bir fikir olabilir. Onun ya da ikinizin fotoğrafının baskısının olduğu puzzle tercih edebilirsiniz. Yine bu sınıfta bahsedebileceğimiz puzzle çikolata da düşünmelisiniz.
10. Sevgiliye özel mutluluk yuvası saten yastık iyi bir jest olacaktır.
11. Oldukça sevimli hediye sepetleri de orijinal bir fikir olacaktır.
12. Nice mutlu yıllar kar küresi düşünebilirsiniz.

 
Erkek Sevgili İçin Öneriler
1. Erkeğin vazgeçilmez aksesuar ve ihtiyacı olan cüzdan alabilirsiniz. Kaliteli ve bu yılın moda renkleri olan hardal sarısı, kahverengi tonlarında tek renk olmayan iki renkli tasarlanmış cüdan tercih etmelisiniz.
2. Sevgiliniz kol düğmesi kullanmaktan hoşlanıyorsa kol düğmeleri isabetli bir seçenek olacaktır.
3. Piyasada orijinal desenli çoraplar bulunmaktadır. İsim baskılı, kalp figürlü olanları yılbaşı hediyesi olarak tam size göre!
4. Kol saati yine alternatiflerinizden biri olabilir.
5. Sevgilinizin ihtiyacı gereği bir ürün alabilirsiniz.
6. Kişiye özel köstekli saat otantik değerde bir hediye olacaktır.
7. Anahtarlık, kalem, cüzdan seti düşünebilirsiniz.
8. Gömlek, fotoğraf, kendisi ya da ikiniz için özel olan bir fotoğrafın baskılı olduğu tişört, sweatshirt düşünebilirsiniz.
9. El örgü atkı, bere tercih edebilirsiniz.
10. Kışın fazla kullanılmasa da güneş gözlüğü iyi bir hediye olacaktır.
11. Kişiye özel kemer, kartlık ve cüzdandan oluşan deri seti düşünebilirsiniz.
12. Üzerinde yeni yıla dair iyi dileklerin yazdığı bir kupa ya da şanslı kupa bardak olabilir.
13. Kıravat, yelek ve süveter düşünebilirsiniz.
14. Beyefendi eğer sigara kullanıyorsa özel bir çakmak klasik olmasının yanında kullanışlı da olacaktır.

Okul Alışverişi Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Okulların açılmasına kısa bir süre kaldı. Çocukları bu sene okula başlayacak olan aileler, çocuklarını iyi bir okula yazdırma telaşını atlattıktan sonra sıra okul alışverişini yapmaya geldi. Peki, okul alışverişini yaparken nelere dikkat edilmelidir. Okul alışverişi yaparken ilk önce okul kıyafetlerini almakla başlayabilirsiniz. Okul kıyafetleri seçilirken kıyafetin pamuklu ve yünlü kumaşlardan yapılmış olmasına dikkat etmelisiniz. Kıyafet üzerindeki etiketi okuyarak kıyafetin hangi malzemeden yapılmış oluğunu öğrenebilirsiniz. Polyester, naylon, akrilik gibi kumaşlar terlemeye neden oldukları için çocukları rahatsız edebilir. Bu nedenle kıyafetlerin pamuklu ve yünlü olmasına özen göstermelisiniz. Ayrıca ilkokul çağındaki çocuklar çok çabuk büyürler. Bu nedenle kıyafetleri alırken bir beden büyük kıyafet tercih edebilirsiniz veya iki tane alma imkanınız var ise kıyafetlerden iki tane alarak birini bir beden büyük alabilirsiniz.

Çocuklara alınırken özellikle dikkat edilmesi gereken bir diğer ürün ise ayakkabıdır. Ayakkabı seçilirken çocuğun ayak yapısına uygun olan, çocuğun ayağının içinde rahat edebileceği esnek yapıda bir ayakkabı tercih edilmelidir. Ayakkabı malzemesi kaliteli olmalı ve terletmemelidir. Soğuk havada ise soğuktan çocuğun ayağını korumalıdır. Ayakkabının tabanı çok sert olmamalıdır ve kaygan zeminde rahatlıkla hareket edebilecek şekilde olmalıdır.

Kırtasiye malzemeleri en çok dikkat edilmesi gereken ürünlerdendir. Çünkü kullanılan kırtasiye malzemeleri içerisindeki bazı kimyasal maddeler vücutta birikerek çocukta ciddi rahatsızlıklara yol açabilir. Bu nedenle kırtasiye malzemesi alınırken kalitesine ve ürünün hangi malzemeden yapıldığına çok dikkat edilmelidir. Çocukların en çok kullandığı malzemeler okul çantası, matara, beslenme çantası, kalem, silgi ve boya malzemeleri gibi ürünlerin bilinen markaların kaliteli ürünleri olmasına dikkat edilmelidir. Bu tür ürünler alınırken Türk Standartları Enstitüsü’ nün onayından geçen ve TSE damgası bulunan ürünleri tercih etmelisiniz. Kalemler tercih edilirken sağlam olmasına dikkat edilmelidir. Özellikle boya kalemleri içerisindeki boyalar çocuklara zarar verebilir bu kalemleri seçerken kalemlerin yapısı iyi incelenmelidir. Silgi seçiminde kokulu silgilerden uzak durulmalıdır. Çünkü bu tür kokulu silgilerin bağımlılık yapma özellikleri vardır. Sulu boya, pastel boya gibi boyalar seçilirken boyaların renklerinin homojen olmasına dikkat edilmelidir. Okul çantası seçiminde çantanın çocuğun sırt yapısına uygun olup olmadığı kontrol edilmeldir. Çantanın askısı içerisine eşya konulduğunda rahatlıkla taşıyabilecek kalınlıkta ve sağlam olması gerekir. Çantanın askısı tek omuzlu olmamalıdır. Çantanın içerisinde bölmeler bulunmalı ve bu bölmeler içerisine koyulan eşyaların dengeli bir şekilde yerleştirilmesi sağlanmalıdır. Eğer çocuğunuzun rahatlıkla kullanabileceğini düşünüyorsanız çekmeli olan tekerlekli çantalardan tercih edebilirsiniz. Ama bu çantalarla merdivenden çıkmakta çocuğunuz zorlanabilir bunu da göz önünde bulundurmalısınız. Beslenme çantası ve matara seçiminde de çok dikkatli olunmalıdır. Beslenme çantası içerisine yiyecekler yerleştirileceği için çantanın malzemesi çok önemlidir. Aşırı derecede naylon olan beslenme çantaları içerisindeki yiyecekler sıcaklarda zarar görebilir. Beslenme çantası koku yapabilir. Matarada plastik olmamalıdır. Plastik mataralar bir süre sonra koku yapabilir. Bu nedenle mataranın kaliteli sıcak ve soğuktan etkilenmeyecek şekilde olması önemlidir.

Okul alışverişi yaparken alacağınız ürünlerde yukarıda belirttiğim özellikleri dikkate alabilirsiniz. Bunun dışında okul alışverişini daha hesaplı bir hale getirmek için neler almanız gerektiğine dair bir liste yapabilirsiniz. Öncelikle okulunuz ile görüşüp çocuğun ihtiyacı olan bir malzeme listesi alabilirsiniz. Bu liste ile okul alışverişinizi yaparken hem zaman kaybetmezsiniz hem de gereksiz olan ürünleri almayıp fazla masraf yapmamış olursunuz.